"... miguel'in yüzünde, beatriz'inkinden daha derin bir
şaşkınlık gizliydi. anlaşılan, genç kadın için ilk olabileceğini daha önce
aklından bile geçirmemişti. gerçi bunu fark ettiğinde, geri adım atamamış, çark
edememişti ama böylesini sevmezdi; tıpkı kıpırtısızlığı ve teslimiyetçiliği
sevmediği gibi. bir çiçek bile ah ederdi hoyratça dokunulduğunda; bakireler
gıkını çıkarmazdı. bir ceset bile aşka gelirdi sarıp sarmalandığında; bakireler
kıpırdamazdı. ve bir kadeh bile sermest olurdu içine şarap akıtıldığında;
bakireler kafayı bulmazdı. hem sıkıcı hem de tehlikeli bulurdu onları.
sıkıcıydılar çünkü hep el üstünde tutulmak ister, devamlı kendilerini naza
çekerlerdi. tehlikeliydiler çünkü emsalsiz bir ihsanda bulunduklarını zannedip,
borçlu konumuna düşürdüklerinden verdiklerinin karşılığını beklerlerdi.
bakirelerden ziyade, ihtişamının fazlasıyla farkında olan, nasıl haz alıp haz
verebileceğini bilen, kendi kendisiyle sevişebilen kadınlar severdi. aynada
kendine tebessüm edip öpücük gönderen kadınları severdi. durduk yere meme
uçlarını emebilmek için iki büklüm olup, taklalar ve şen şakrak kahkahalar atan
şehvetperest kadınları severdi. ..."