5/10/2011

Annem umreye gitti vol3

Sedef, günden güne eriyip tükenmekteydi. Bir at kadar yapılı olan vücudu bir serçe kadar narinleşmiş, bakışlarında hal kalmamıştı. 65 kilodan bir anda 64 kilo 900 grama düşmesi bütün aileyi sarsmaya yetmişti. Otobüs durağında karşılaştığı yaşlı teyze ona her ne kadar "Kızım sen de katana gibi olmuşsun, bir spor mipor yap!" dese de Sedef eriyip bittiğini yavaş yavaş anlayacaktı.



Uzun zamandır ağzına bir fakir yemeği olan iskenderden başka şey koymamıştı Sedef. Üzülüyordu. Ama bundan daha önemli, kimseye açıklayamadığı bir sırrı daha vardı Sedef'in. Gün gelmiş bunu bilmesi gereken insanlar Öztürk Malikhanesi'ne misafir olmuşlardı. Evet, yine profilocu Gizem ve 97A İrem gelmişti rezidansa. "Aman canım ne bu iki günde bir!" diye düşündü Sedef (ama hikayenin konusu bu olmadığı için bu kısmı atlamak zorundayız).

Sırrın açıklanma vakti gelmişti. Herkes heyecanlıydı ve onu bekliyordu. Derken bir anda dökülüverdi sözcükler Sedef'in muhteşem, harikulade, inanılmaz dudaklarından. Feysbuktan beleşe bir şey kazanmıştı! Evet bundan 1 ay önce parayla götünü silen Sedef, işte bu kadar düşmüştü. Artık gördüğü her kameraya kazandığı 8 adet kahveyle poz veriyor, her türlü apaçi hareketini sergiliyor ve bundan hiç gocunmuyordu.

Arkadaşları bu duruma üzülüyor ama bir hal çare bulamıyorlardı. Sedef hiç bir zaman eski Sedef olamayacaktı.

devam edebilir... etmeye de bilir bilmiyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder